2 Şubat 2018 Cuma

AYDIN ÇEVRESİNDE YAŞAMIŞ ÜNLÜ EFELERİN İSİMLERİ VE KISA HAYAT HİKAYELERİ...

KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

ABALI ZEYBEK;Beşparmak Dağları'nda dolaştı, çevresine büyük korkular sardı. Sonunda Giritli bir zaptiye tarafından öldürüldü, Aydın'ın ünlü efelerinden birisidir.


******************************************************************************************************************************************
******************************************************************************************************************************************

Çakıcı Mehmet Efe'den sonra Aydın'ın en güçlü efelerinden birisidir, Osmanoğulları Devleti'nin son günlerinde görülen efelerin bir çoğu bu çetede yer almıştır. Molla Ahmet, en çok Çine-Nazilli-Bozdoğan-Karacasu bölgelerinde dolaşmıştır. Yunan İşgali'nden önce kendisi vurulmuş, kızanları ikiye ayrılmıştır.
ÜNİVERSİTE MEZUNU 1 EFE;ALANYA'LI MOLLA AHMET...
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

ALANYALI MOLLA AHMET 1886 YILINDA AKSEKİ’NİN AKÇEŞME KÖYÜNDE DÜNYAYA GELMİŞTİR, BABASI MANİFATURACI OLDUĞU İÇİN AKSEKİ’DEN AYDIN’A GÖÇERLER. KENDİSİ İDADİYİ (ÜNİVERSİTEYİ) BİTİRMİŞ BİRİSİDİR, AMACI ÖĞRETMEN OLARAK ÖĞRENCİ YETİŞTİRMEKTİR. AMA ELİNDE OLMAYAN BİR NEDENLE EFE OLMUŞTUR, OYSA NEDİM-FUZULİ-HOCA DEHHANİ-YUNUS EMRE-KARACAOĞLAN-PİR SULTAN APTAL-AVNİ-MUHİBBİ-TEVFİK FİKRET-RIZA TEVFİK GİBİ ŞAİR VE BİLİM ADAMLARININ ŞİİRLERİNİ SIK SIK OKURDU. OKULU BİTİRİR BİTİRMEZ EVLENİR, EVLENDİĞİ YIL BABASI VEFAT EDER. BU SEFER MANİFATURACILIK YAPAN AĞABEYİ İLE AYDIN’IN KÖYLERİNDE MANİFATURA SATARAK GEÇİMLERİNİ SAĞLARLARKEN AĞABEYİ BİR GÜN KUYUCAK’TA İKEN, DENİZLİ’YE GİDİP ENİŞTELERİNİ ÇAĞIRMASINI VE BABASININ MİRASINI PAYLAŞTIRACAĞINI SÖYLER. ALANYALI MOLLA AHMET DENİZLİ’YE GİDİP ENİŞTELERİNİ ÇAĞIRIR AMA ENİŞTELERİ KENDİSİNE HAKARET EDERLER. ALANYALI MOLLA AHMET BUNLARA CEVAP VERMEZ AMA HAN’A GELDİKLERİNDE ALAÇEŞMELİ ALİ-SARAYKÖYLÜ DURSUN-ÇİNELİ AHMET ÜÇLÜSÜ KENDİSİNE SALDIRIR VE FECİ ŞEKİLDE DÖVERLER. CAN HAVLİ İLE KENDİSİNİ ZOR KURTARAN ALANYALI MOLLA AHMET, ALAÇEŞMELİ ALİ’Yİ 2 BIÇAK ATARAK ÖLDÜRÜR. SARAYKÖY’LÜ DURSUN’U DA SAĞ GÖZÜNDEN BIÇAKLAR, ÇİNELİ AHMET İSE KAÇARAK KURTULUR. ALANYALI MOLLA AHMET BU OLAYDAN SONRA 2 AY ORTALIKLARDA GÖRÜNMEZ, KAÇAR. SONUNDA, ŞEYH SÜLEYMAN EFENDİ ONU İKNA EDEREK DEVLET GÜÇLERİNE TESLİM EDER. BU OLAY NEDENİ İLE 15 YIL CEZA ALIR, 8 YIL CEZA EVİNDE KALDIKTAN SONRA SERBEST KALIR. HAPİSTEN ÇIKAR ÇIKMAZ DÜŞMANI OLAN 6 RUM’U ÖLDÜRÜR, BU OLAYDAN SONRA ARKADAŞLARI GÖKDERELİ VE HALİL İBRAHİM’LE DAĞLARA ÇIKAR. DAHA ÇOK AYDIN’IN KARINCALI VE MADRAN DAĞLARINI KENDİSİNE MESKEN TUTMUŞTUR. MADRAN DAĞI’NIN DORUKLARINDA YER ALAN MALBÜPE’NİN YUKARISINDA BULUNAN KIRKMERDİVEN DENİLEN MAĞARADA, YA DA ÇELEZ DAĞINDA Kİ MAĞARADA BARINIRDI. BU DAĞIN ETEKLERİNDE 5 KİŞİDEN OLUŞAN ÇAKIR YUSUF ÇETESİ DE DOLAŞIRDI, ALANYALI MOLLA AHMET EFE’NİN ÜST KISIMLARINDA BULUNMASINDAN RAHATSIZ OLURLARDI. EFELİK YASASINA GÖRE BİR DAĞDA 2 EFE BARINAMAZDI, BU NEDENLE ÇAKIR YUSUF BİR GÜN ALANYALI MOLLA AHMET’İ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇER. ERİKLİ MEZRASI’NDA ALANYALI MOLLA AHMET EFE’Yİ BULURLAR, KONUŞURLARKEN ALANYALI MOLLA AHMET’İN YANINA SİLAHINI ALMADIĞINI GÖREN ÇAKIR YUSUF’UN 2 ADAMI TÜFEĞİ ALANYALI MOLLA AHMET’E DOĞRULTURLAR. BU ARADA ELİNİ YÜZÜNÜ YIKAMAKTA OLAN YÖRÜK ALİ EFE, ALANYALI MOLLA AHMET’İN TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜĞÜNÜ FARKEDEREK ARKA ARKAYA ÇAKIR YUSUF’UN 2 ADAMINI SİLAHLA VURUR ÖLDÜRÜR. BU OLAYDAN SONRA YAŞI KÜÇÜK OLMASINA RAĞMEN YÖRÜK ALİ EFE, ALANYALI MOLLA AHMET’İN BAŞ KIZANI OLUR. GENELLİKLE ÇETESİNE 17-18 YAŞLARINDA Kİ DELİKANLILARI ALIRDI, ÇETESİ 35 KİŞİDEN İBARETTİ. ÇETESİ 3-5-7’Lİ GRUPLARDAN MEYDANA GELİYORDU, ÇETE ÇEVRE KÖYLERE DAĞINIKTI. LAZIM OLDUĞU ZAMAN BUNLARI TOPLARDI, ÇAKIR YUSUF’UN KENDİSİNİ ÖLDÜRTMEK İSTEMESİNDEN SONRA RAHATSIZ OLAN ALANYALI MOLLA AHMET EFE. MADRAN DAĞI’NIN SUSUZ DERE MEVKİİNDE, BİR GÜN ÇAKIR YUSUF’U 2 KIZANI İLE BİRLİKTE YAKALAR VE ÖLDÜRÜR. BU OLAYDAN SONRA MADRAN DAĞI ÇETENİN KONTROLÜNE GEÇER, ÇETE BU DAĞDA RAHAT RAHAT DOLAŞMAYA BAŞLAR.

BİR GÜN FİDYE İÇİN YAKALAYIP DAĞA KALDIRDIKLARI 2 RUM’UN AYAKKABILARINI ARATIR, AYAKKABILARININ İÇİNDEN ÇIKAN BİR KAĞIT ÜZERİNDE EFELERİN İSİMLERİ-NEREDE BULUNDUKLARINA DAİR BİR LİSTE ELE GEÇİRİNCE 2 RUM’U VURARAK ÖLDÜRÜR. ALANYALI MOLLA AHMET EFE, YATAKLARINA-DOSTLARINA-KIZANLARINA-DAĞLAR DA YOLLARDA RASTLADIĞI İNSANLARA KARŞI KİBAR, ÇATIŞMA ZAMANINDA İSE ACIMASIZDI.

MUĞLA’NIN KAVAKLIDERE HALKI BAKIR İŞÇİLİĞİ VE KALAYCILIKLA GEÇİNİR, KÖYLÜLER YAPTIKLARI EŞYALARI BAYRAM ÖNCESİ DIŞARILARA GİDEREK SATAR GELİRLER. 1917 YILINDA ALANYALI MOLLA AHMET, BAYRAMDAN 2 GÜN ÖNCE KÖYE DÖNEN BU KÖYLÜLERİN PARALI OLDUĞUNU BİLDİĞİ İÇİN SOYMAYA KARAR VERİR. ÇETENİN KURMAY HEYETİNİ TOPLAR, BUNLAR YÖRÜK ALİ EFE-UZGURLU HÜSEYİN-KILLIOĞLU HÜSEYİN-HABİBİN ALİ-ÖDEMİŞLİ ÇERKEZOĞLU’DUR. KAVAKLIDERE’YE BASKIN DÜZENLEYECEKLERİNİ, PARALI OLAN KÖYLÜLERİ SOYACAKLARINI ANLATIR. HAZIRLIKLARA BAŞLANIR, SOYGUN YAPACAKLARI ZAMAN ÇETEDE ŞU KİŞİLER BULUNMAKTADIR. NAZİLLİ’DEN HASAN ALİ-ÇAKIR MEHMET-HABİBİN ALİ-YAĞLIDERE KÖYÜNDEN KILLIOĞLU HÜSEYİN-KURUKÖYLÜ AHMET-ŞİMDİ Kİ ADI ÇAMDİBİ OLAN UZGURLU KÖYÜNDEN ALİ-YAZIRLI’DAN KOCA ÖMEROĞLU-YAVUZKÖYLÜ HACI NERİBE’NİN ALİ-GÜLBAYRAM-YÖRÜK ALİ-SÜLEĞİN İBRAHİM-ÖDEMİŞLİ MEHMET. TOPLAM 13 KİŞİ, BU ÇETE MENSUPLARI. YORGUN ARGIN EVLERİNE GELİP YORGANI ÜSTÜNE ÇEKİP UYUYAN KÖYLÜLERİ SOYMAK İÇİN KAVAKLIDERE’NİN KURUDERE MEVKİİNE ÇIKARLAR, ORADAN KAVAKLIDERE’NİN SÖNÜK IŞIKLARI GÖRÜNMEKTEDİR. KÖYE DOĞRU GİDERLERKEN ALANYALI MOLLA AHMET, KÖYÜN DIŞINDA Kİ KARAKOLU ÖNCELİKLE BASACAKLARINI VE ASKERLERİ ÖLDÜRMELERİ GEREKTİĞİNİ SÖYLER. BUNU SOYGUN YAPARKEN ARKADAN KURŞUN YEMEMEK VE YAKALANMAMAK İÇİN GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEMEKTEDİRLER, KIZANLARINDAN SİGARALARINI SÖNDÜRMELERİNİ. 2 SAAT İÇİNDE SOYGUN İŞİNİ BİTİRİP, BOZDOĞAN’IN ALAMUT KÖYÜ’NDE Kİ TAHTACI VELİ AĞA’NIN YANINA GİDECEKLERİNİ İFADE EDER. YÖRÜK ALİ EFE, BÜTÜN ASKERLERİN ÖLDÜRÜLECEK OLMASINDAN TEDİRGİN OLUR. ALANYALI MOLLA AHMET’E, ELLERİNDEN SİLAHLARINI ALALIM TEKLİFİNDE BULUNUR. ALANYALI MOLLA AHMET EFE, BUNU KİMİN YAPACAĞINI SORAR. YÖRÜK ALİ EFE, BUNU KENDİSİNİN HALLEDECEĞİNİ BELİRTİR. KILLIOĞLU HÜSEYİN İLE SÜLEĞİN İBRAHİM’İN KENDİSİ İLE GELMESİNİN YETERLİ OLACAĞINI BELİRTİR, BEN VURULURSAM SİZ ÇEKER GİDERSİNİZ DİYE DE TEMBİHTE BULUNUR. DEDİĞİ GİBİ YAPAR, DUVARIN DİBİNE GİZLENEREK NÖBETÇİYE TESLİM OLMASINI VE KENDİLERİNE BİR ŞEY YAPILMAYACAĞINI İFADE EDER. SİLAHIN KENDİSİNE DOĞRULDUĞUNU GÖREN ASKER BİR ŞEY YAPAMAZ, KILLIOĞLU HÜSEYİN ASKERİN ELİNDEN MAVZERİNİ ALIR. SÜLEĞİN İBRAHİM’DE ASKERİN ELLERİNİ BAĞLAR, KARAKOLUN İÇİNE GİREREK 8 ASKERİN DAHA TÜFEĞİNE EL KOYARLAR VE ELLERİNİ BAĞLARLAR. BU SIRADA ALANYALI MOLLA AHMET ASKERLERİN YANINA GELİR, RÜTBELERİNE BAKAR. ARALARINDA ÇAVUŞUN OLMADIĞINI GÖRÜR, ÇAVUŞUN NEREDE OLDUĞUNU SORAR. YAN ODADA YATTIĞINI ÖĞRENİNCE, SÜRATLE ODAYA YÖNELİR. KAPIYI AÇAR AÇMAZ BİR MAVZER SESİ DUYULUR VE ALANYALI MOLLA AHMET EFE YERE YIĞILIR, ONUN ARKASINDAN ODAYA DALAN ÖDEMİŞLİ MEHMET’TE KURŞUNA HEDEF OLUR VE ÖLÜR. YÖRÜK ALİ EFE İSE ODAYA DALARAK ÇAVUŞU GÖÜSÜNDEN VURARAK ÖLDÜRÜR VE ARKASINDAN ’’ÖDEMİŞLİ ÖLDÜ, ONU BIRAKIN DA EFEM YAŞIYOR. ONU,, KURTARALIM.’’ DİYE BAĞIRIR. GECENİN KARANLIĞINDA ATILAN SİLAHLAR KÖYLÜLERİ TEDİRGİN EDER, VE HALK AYAKLANIR. BUNU GÖREN YÖRÜK ALİ EFE, SOYGUNDAN VAZ GEÇEREK EFESİNİ ALIR. 2 ASKERE DE ÖDEMİŞLİ MEHMET’İN CESEDİNİ ALDIRARAK DANAPINARINA YÖNELİRLER. ÇİNGİN YAYLASI’NA VARINCAYA KADAR BİTKİN DÜŞERLER. BURADA 2 ASKERİ BIRAKIRLAR, KENDİLERİ MADRAN DAĞI’NDA Kİ MAĞARALARINA ÇEKİLİRLER. YÖRÜK ALİ EFE, BOZDOĞAN’DAN DOKTOR GETİRİP EFESİNİ İYİLEŞTİRMEK İSTER AMA ÇOK KAN KAYBEDEN ALANYALI MOLLA AHMET EFE BU MAĞARADA SON NEFESİNİ VERİR. ALANYALI MOLLA AHMET EFE 1917 YILINDA 31 YAŞINDA İKEN ÖLMÜŞTÜR, ALANYALI MOLLA AHMET’İN YANINDA YÖRÜK ALİ EFE-KILLIOĞLU HÜSEYİN EFE-KINALI DOKUZ VB.GİBİ BİR ÇOK NAMLI EFE YETİŞMİŞTİR.

NOT.17 YAŞINDA BU ÇETEYE KATILAN YÖRÜK ALİ EFE İSE 22 YAŞINDA ALANYALI MOLLA AHMET EFE’NİN ÖLÜMÜNDEN SONRA ONUN NAMINI SÜRDÜRMEK İÇİN BU ÇETE İLE MADRAN DAĞI-KARINCALIDAĞ VE BOZDOĞAN ÇEVRESİNDE DOLAŞTIYSA DA, ZAMANLA ’’YÖRÜK ALİ EFE ÇETESİ’’ İSMİ İLE ANILIR OLMUŞTUR. YÖRÜK ALİ EFE, DAHA SONRALARI KURTULUŞ SAVAŞI’NA İŞTİRAK EDEREK ADINI ÖLÜMSÜZLEŞTİRMİŞ VE TBMM TARAFINDAN KENDİSİNE YÜZBAŞI RÜTBESİ VERİLMİŞTİR.
**********************************************************************************************************************************************************************************************************************************************

ATÇALI KEL MEHMET EFE;Atçalı Kel Mehmet Efe, Aydın'ı bastıktan sonra kendisini ''Aydın Valisi'' olarak tayin etmiş ve burada 40 gün 40 gece saltanat sürmüştür. Aydın'ı bastıktan sonra ''Hadem-i Devlet, Atça'lı Kel Mehmet'' diye bir mühür bastırıp kullandığı söyleniyorsa da bu doğru değildir, kazdırdığı ve kullandığı mühür ''Keleş Mehmet El Memuru Minindillah'' şeklindedir. Aydın'da 40 gün saltanat süren Atça'lı Kel Mehmet Efe, sonunda İzmir'den gelen büyük bir kuvvetle makamından atılmıştır. Valilikten tart edilen Atça'lı, tekrar dağlarda dolaşmaya başlamıştır. Bir gün yine dolaşırken teknesiz bir çeşmeye rast gelmiş ve yanında gezdirdiği Atça Naibinden buraya bir tarih düşürmesini istemiştir. O da aşağıda ki 2 kelimeyi söylemiştir;

''Başını kaşımaya eli değmezdi kelin,
Su elin, çeşme elin, tekne kelin demiştir.''

Atça'lı zamanında Osmanlı İmparatorluğu yabancı devletlere büyük imtiyazlar tanıdığı için zorlu günler geçiriyordu, Atça'lı Kel Mehmet Efe'de bunu fırsat bilerek köy ve kasabaları soyup soğana çeviriyordu. Sonunda yakalanarak idam edildi. Bu gün, Aydın'ın Sultanhisar İlçesi'ne bağlı Atça Kasabası'nın girişinde büyük bir heykeli vardır. Heykelin önünde, su yalağı yer almakta. Atça Naip'inin söylediği 2 kelime de, kaide üzerinde yer almaktadır.


BABA KERİM;Hicri 1075 miladi 1665 senelerinde dağda görülmüştür, eşkiyalık yapan zeybeklerdendir. Başlangıçta meşhur olmamakla beraber sonradan iyice azıtmış ve ismini duyurmuştur, Sultanhisar'ın Salavatlı Kasabasından 2-3 kişiyi öldürdüğü bilinmektedir. Takibine memur edilen Dünya Ağa Kerim Çetesini de pusuya düşürerek ortadan kaldırmıştır, bunun üzerine Dünya Ağa başka zeybekleklerle birleşmiştir. Baba Kerim zamanında çevreye öylesine büyük korkular salmıştır ki Sultanhisar Kadısı başta olmak üzere bir çok kişi Aydın'a göçmek zorunda kalmıştır, onu bunu soyarak ve haraç alarak epey zengin olmuştur.

BEŞ KARDEŞLER;Kurtbalioğlu'nun dağa çıktığı tarihlerde dağa çıkan efelerdendi, Nazilli'nin Kestel Köyündendir. Köydeki aile adlarına Köleoğulları denirdi, herkese kölelik yaparlardı. Beş Kardeşler efeliğe başladıktan sonra Sultanhisar, Tire ve Ödemiş taraflarında dolaşmışlar, etrafa saldıkları korku nedeni ile çevreyi soyup soğana çevirmişlerdir.

BERBEROĞLU;Berberoğlu'da Atça'lı idi, zalim bir zeybekti. Dağlarda dolaşmaz, daha çok köyleri basardı. Halk, berberoğlu'nun şerrinden çok korkardı. İyi nişancıydı, soyguna çıkarken yanına az sayıda kızan alırdı. Zamanında, hükümet kuvvvetleri de bu çeteden korkar ve çekinirdi.

BEŞPINARLI MUSTAFA;Aydın'a bağlı Dalama Bucağı'nın Beşpınar Köyü'ndendir, Yunan İşgali sırasında Madran-Mazın-Beşparmak-Ekincilik Dağları'nda dolaşmıştır. 10-15 kızanı ile zeybeklik etmiş, daha sonraları zeybeklikten vaz geçmiştir.

BÖLÜKBAŞI MURAT;Hicri 1083 miladi 1671 yıllarında Sultanhisar'dan Murat Dağına çıkmıştır, başlangıçta kızanları ile birlikte dirliği bozmamıştır. Sonradan dağda gördükleri atış talimlerinden sonra yolları kesmeye, kervanları soymaya başlamıştır. Ne zaman ve nerede öldüğüne dair bir kayıt yoktur.

CENNET KARIOĞLU;1V.Murat devrinde ve hicri 1034 miladi 1616-1625 yıllarında Aydın Bölgesinde türemiştir, Ödemiş Köylerinden Birgi'de Cennet adında bir kadının oğludur. İşi azıtıp şekavete döktüğü için Dişlek Hüseyin Paşa ve mütesellim Şaban Paşa tarafından takip olundu, bir rivayete göre Tiryanda Çiftliği civarında. Bazı kaynaklara göre Denizli dolaylarında kazığa oturtularak öldürülmüştür, kendisi öldürüldükten sonra kızanları dağılmıştır.

ÇAMLICALI HÜSEYİN;Çakıcı zamanında türeyen efelerdendir, can düşmanı olan Çakıcı'nın kardeşi ile oğlunu öldürmüştür. İsmail-Kurgalı-Gökdeli isimli kızanları kendisine epey hizmet ettikten sonra yanından ayrılmışlardır. Çamlıcalı Hüseyin, Aydın'lı Hacı İbrahim Efendi'nin sonradan milletvekili olan oğlu Mazhar Germeni Erbeyli'den dağa kaldırmış ve 400 altın aldıktan sonra kendisini serbest bırakmıştır.

ÇİFTLİKLİ KÜBRA EFE;Aydın'a bağlı Köşk İlçesi'nin Çiftlik Köyü'ndendir, Yunanlıların İzmir ve Aydın'ı işgal ettiklerinde çocukların-genç kızların ve kadınların ırzına geçtiğini ve onları öldürdüklerini duyunca geceleri gözüne uyku girmemiş ve nişanlı olmasına rağmen 16 yaşında Efe Ayşe'nin yanına gelerek ''Kurtuluş Savaşı''na katılmak istediğini söylemiştir. Daha sonra nişanlısı başta olmak üzere köyden 23 gencin kurtuluş savaşı için cepheye gelmesini sağlamıştır, Köşk-Umurlu-Salavatlı-Aydın cephelerinde düşmana kurşun sıkmıştır. Kurtuluş Savaşı bitip, ülke kurtulduktan sonra 3 yıllık bir savaş sonrası bir çok efenin iştirakı ile evlenmiştir.

ÇOLAKOĞLU VE YÖRÜK ELİNBEKİR;Aydın'ın Sultanhisar ilçesi dolaylarındandılar, Güzelhisar'lı Abaza ve Köşklü Veli çetelerini kendilerine yardımcı olarak kullandılar. Bunların zamanında 1693'te, 100'e yakın kafanın koparıldığı ve düzenliğin bozulduğu söylenir. Sık sık köyleri basıp, adam soydular.

DANİŞMENTLİ İSMAİL EFE;Danişmentli İsmail Efe yurdun işgali üzerine kardeşleri-yeğenleri ve akrabaları ile birlikte çete kurarak Demirci Mehmet Efe kuvvetlerine katılmıştır, mücadele boyunca Demirci Mehmet Efe'nin verdiği vazifeleri yerine getiren Danişmentli İsmail Efe Nazilli'de görev yapmıştır. İşgal kuvvetlerine karşı savaşmış, iç isyanların bastırılmasına büyük yararlıklar göstermiştir. Yanında kayınçosu Şeref Ali Efe-Danişmentli İsmail Efe'nin kız kardeşinin oğlu Konuklu Şakir Efe-Kardeşleri Bayram Efe-Hüseyin Efe-Ağabeyi Mehmet Efe yer almıştır. Milli Mücadele'ye, ilk iştirak eden efelerden birisidir.

******************************************************************************************************************************************************************

DEMİRCİ MEHMET EFE


DEMİRCİ MEHMET EFE

KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

NAZİLLİ’NİN PİRLİBEY KASABASI’NDA DEMİRCİLİK YAPAN SÜLEYMAN USTA’NIN OĞLU OLAN DEMİRCİ MEHMET EFE 1885 YILINDA KARACASU’DA DÜNYAYA GELMİŞTİR, SİYAH GÖZLÜ. 1.75 BOYUNDA İDİ, ASKERLİĞİNİ YAPARKEN ERMENİ YÜZBAŞI MIGIRDİÇ İLE YAHUDİ LEVİ’NİN ŞİMŞEKLERİNİ ÜZERİNE ÇEKMİŞ. BUNLARIN SÜREKLİ BASKISI ÜZERİNDE OLMUŞTUR, O ZAMANLAR HACI GAVRİL İSMİNDEKİ ARKADAŞI İLE NAZİLLİ’NİN ASMALI MEYHANESİ’NDE İÇKİ İÇEN DEMİRCİ KAVGA ETMİŞLER. DEMİRCİ HACI GAVRİL’İ PATAKLAMIŞ, GÜZELKÖY’E KADAR DA ARKASINDAN KOŞTURMUŞ. BU OLAYDAN SONRA AYNI YERDE ASKER OLAN HACI GAVRİL İZMİR’E GİDİNCE MIGIRDİÇ’E DEMİRCİ’NİN İKİDE BİR FİRAR EDİP NAZİLLİ’YE KAÇTIĞINI VE ASMALI MEYHANE’DE KAFAYI BULDUĞUNU ANLATMIŞ. DÖNÜŞÜNDE MIGIRDİÇ’TEN DAYAK YİYEN DEMİRCİ ONU YARALAYIP NAZİLLİ’YE GELMİŞ, HACI GAVRİL’İDE ÖLDÜRMÜŞ. EVİNDEN SİLAHLARINI ALIP DAĞA ÇIKMIŞ, BİR HAFTA DAĞLARDA DOLAŞMIŞ. PİRLİBEY’E GELDİĞİNDE BABASI ELİNE BİR MEKTUP VERİP O ZAMANLARIN ÜNLÜ EFESİ ÇAKICI MEHMET EFE’YE ÖDEMİŞ’E YOLLAMIŞ. ÇAKICI MEKTUBU OKUMUŞ AMA DEMİRCİ’Yİ ÇOCUK BULMUŞ, ONU FATA (GÖKÇEN) BUCAĞINA ÖDEMİŞ’Lİ BİR TANIDIĞI İLE İMAMIN YANINA MÜEZZİN OLARAK VERDİRMİŞ. DEMİRCİ BURADA 5 AY FALAN KOLTUĞUNUN ALTINDA KUR’ANI KERİM’LE HOCALIK VE MÜEZZİNLİK YAPMIŞ. BU ARADA ÇAKICI KARINCALIDAĞ’DA VURULMUŞ, DEMİRCİ’DE YANIK HALİL İBRAHİM EFE’NİN YANINA KIZAN OLARAK GİRMİŞ. ÖNCELERİ YANIK HALİL İBRAHİM EFE’NİN ADAMLARI DEMİRCİ İÇİN ’KIZAN OLMAK KİM, BU ŞEHİR EVLADI KİM ?’ BU YAPSA YAPSA NAZİLLİ’DE ŞERBETÇİLİK YAPAR, DAĞDA CAKA SATACAĞINA PAZARDA SÜT YOĞURT SATSA DAHA İYİ EDER.’ DERLERMİŞ. DEMİRCİ BUNLARIN HEPSİNİ BİR MÜSADERE SIRASINDA KURTARINCA YANIK HALİL İBRAHİM EFE ’GÖRDÜNÜZ ANALAR NELER DOĞURUYOR, BANA DİYECEK LAF KALMADI GAYRİ. ÖLÜRSEM VASİYETİM OLSUN, EFENİZ BUNDAN BÖYLE BEN DEĞİLİM, AHA BUDUR..’ DEMİŞ.
DEMİRCİ 23 YAŞINDAN 36 YAŞINA KADAR BU YÖRELERDE EFELİK YAPMIŞ, KARINCALIDAĞ’I KENDİSİNE MESKEN TUTMUŞ. 36 YAŞINDA YURDU DÜŞMAN İŞGAL EDİNCE 49 KİŞİ İLE BİRLİKTE ’NAZİLLİ KUVAYİ MİLLİYE TEŞKİLATI’NI KURMUŞ VE İCRA KUVVETİ NEDENİ İLE KUMANDAN TAYİN EDİLMİŞ. BİRDE NAMINA ’AYDIN VE HAVALİSİ UMUM KUMANDANI DEMİRCİ MEHMET EFE’ DİYE MÜHÜR KAZDIRILMIŞ. YUNAN İŞGALİNE KARŞI KURULAN İLK VE EN BÜYÜK CEPHE OLAN KÖŞK CEPHESİ’Nİ UZUN SÜRE AYAKTA TUTMUŞTUR. BU CEPHEYİ AŞAMIYAN YUNAN KUVVETLERİ İNGİLİZ-FRANSIZ-İTALYAN’LARI DEVREYE SOKMUŞ VE İNGİLİZ AMİRAL HEK, FRANSIZ GENERAL BİNOZE VE İTALYAN GENERAL DALOPYE’DEN KURULU ASKERİ HEYET DEMİRCİ’NİN KARARGAHINI ZİYARET ETMİŞLER. KONUŞMA ESNASINDA MİSAFİRLERİNE ARMUT İKRAM ETMEK İSTEYEN DEMİRCİ KIZANLARINDAN BİRİSİNİN TEPSİ ALARAK ARMUT AĞACININ ALTINA GEÇMESİNİ İSTEMİŞ. DAHA SONRA HER ATTIĞI KURŞUNLA BİR ARMUDU TEPSİYE DÜŞÜREREK MİSAFİRLERİNE İKRAM ETMİŞTİR. BU GÖRÜŞMELERDEN SONUÇ ALAMIYAN HEYET İSTANBUL HÜKÜMETİNİ SIKIŞTIRMAYA BAŞLAMIŞ, O TARİHE KADAR NAZİLLİ’YE AKLINA GETİRMEYEN PADİŞAH VE SADRAZAMI 4 KİŞİLİK MAİYETİ İLE BİRLİKTE ZAMANIN JANDARMA UMUM KUMANDANI ALİ KEMAL PAŞA’YI İLÇEYE GÖNDERMİŞ. ALİ KEMAL PAŞA KONUŞMA ESNASINDA ’EFE SENİ YANLIŞ YOLA SÜRMÜŞLER, GİTTİĞİN YOL DOĞRU DEĞİL. BIRAK YUNANLILAR GEÇSİN GİTSİN, ONLAR ANLAŞMA İLE GİRİYORLAR.’ DEYİNCE DEMİRCİ BAŞ KIZANI SÖKE’Lİ ALİ’YE ’ALİ SÖK ŞU ADAMIN RÜTBELERİNİ, BUNA TÜRK SUBAYININ RÜTBELERİ YAKIŞMAZ. SAVAŞI KAZANIRSA ONA RÜTBELERİ VENİZELOS TAKSIN..’ DEMİŞ VE MAİYETİ İLE BİRLİKTE KENDİLERİNİ HAPSETTİRMİŞTİR. BU VAKIADAN 4 GÜN SONRA NAZİLLİ’Yİ GEZMEK İSTEDİĞİNİ BİLDİREN ALİ KEMAL PAŞA’IN İSTEĞİ DEMİRCİ MEHMET EFE TARAFINDAN UYGUN GÖRÜLMÜŞ VE AHMET EFE NEZARETİNDE NAZİLLİ GEZDİRİLMİŞTİR. BU GEZİ SIRASINDA KURTULUŞ SAVAŞI’NIN HALK TARAFINDAN VERİLDİĞİNE İNANAN PAŞA HACILAR KAVAĞI MEVKİİNDE ÇAY İÇMİŞ, BURADA AHMET EFE’YE ’SİZ NAZİLLİ’DE KÜÇÜK BİR DEVLET KURMUŞSUNUZ. İSTANBUL’A VARMAK NASİP OLURSA GÖRDÜKLERİMİ BİR BİR ANLATACAĞIM, MEĞERSE BİZİ ÇOK FENA ALDATMIŞLAR. BİZİ İSTANBUL’DAN EFELER YUNANLILARI SOYUYOR DİYE GÖNDERMİŞLERDİ, BEN BURADA VATANI İÇİN SAVAŞAN BİR MİLLET GÖRDÜM. HÜKÜMET OLARAK GAFLET İÇİNDE BULUNDUĞUMUZU ŞİMDİ ÖĞRENDİM VE KABUL EDİYORUM..’ DEMİŞTİR. BU OLAYDAN KISA SÜRE SONRA MAİYETİ İLE BİRLİKTE SERBEST BIRAKILMIŞTIR, DEMİRCİ MEHMET EFE BU SAVAŞ ESNASINDA 27 NAMUSLU KADINI KAÇIRIP IRZINA GEÇEN KILLIOĞLU HÜSEYİN ÇETESİ’Nİ BOZDOĞAN’DA AVANESİ İLE VERDİĞİ BİR YEMEK ZİYAFETİ SONRASI İMHA ETMİŞ. MİSAFİR KALDIĞI BURDUR’DA Kİ EVDEN ÇARŞAF ÇALAN BİR KIZANINI TEK KURŞUNLA ÖLDÜRMÜŞTÜR. BİR TÜRLÜ KÖŞK CEPHESİ’Nİ GEÇEMİYEN YUNAN SONUNDA PARA VEREREK ’AYDIN’A DÖN’ BAŞLIKLI BİLDİRİYİ BASTIRMIŞTIR. YİNE BU BİLDİRİYİ PARA VEREREK TÜRKLERE DAĞITTIRMAYA BAŞLAMIŞTIR. BUNLARIN TÜMÜNÜDE ELE GEÇİREN DEMİRCİ MEHMET EFE BU İŞ KARŞILIĞINDA PARA ALDIKLARINI İTİRAF EDENLERİN HEPSİNİ VATAN HAİNİ OLARAK VASIFLANDIRMIŞ VE CÜMLESİNİ ZEYTİN AĞACINA ASTIRARAK İDAM ETTİRMİŞTİR. ATATÜRK DEMİRCİ MEHMET EFE’Yİ ÇOK SEVERDİ, DEMİRCİ MEHMET EFE 8.000 KİŞİLİK ANZAVUR İSYANI’NI 2.000 EFE İLE BASTIRIP İNGİLİZ PARASI İLE TOPLANAN VE HEPSİ PADİŞAH YANLISI OLAN ’PARALI ASKERLER’İN VATAN HAİNİ OLDUĞUNA KARAR VERDİKTEN SONRA KAÇIP KURTULMALARINA MEYDAN VERMEMİŞ. GÖTÜRDÜĞÜ BİRBİRİNDEN TECRÜBELİ, ATTIĞINI VURAN, UÇANIN VE KAÇANIN KURTULAMADIĞI 2.OOO KESKİN NİŞANCI EFESİ İLE ANZAVUR ORDUSU’NU İMHA ETMİŞTİR. DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN GELDİĞİNİ DUYAN ANZAVUR İLE CAVUR İMAM SİLAHLARINI BIRAKIP KAÇMIŞLAR. BUNA RAĞMEN İNGİLİZ YÜK GEMİSİ İLE İSTANBUL’A KAÇAN ANZAVUR AHMET KARAYA ÇIKAR ÇIKMAZ KUVAYİ MİLLİYECİLERİN KURŞUNLARI İLE ÖLMÜŞ.4KEZ İSYAN ETME FIRSATI BULAMAMIŞTIR, BU OLAYDAN SONRA 400 KİŞİ ATATÜRK’Ü ZİYARET İÇİN ANKARA’YA YOLLANMIŞ. ATATÜRK DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN 400 ADAMINI 1 HAFTA ANKARA’DA MİSAFİR ETMİŞTİR.
1000 KİŞİLİK KUVVETİ İLE İTALYANLAR BURDUR’U İSTİLA EDİNCE, DEMİRCİ MEHMET EFE 4 GÜN SONRA 1200 KİŞİLİK KUVVETİ İLE GECE VİLAYET MERKEZİNE GİRMİŞ. İTALYAN BAYRAĞI’NI GÖNDERE ÇEKİLİ VAZİYETTE GÖRÜNCE VİLAYETTE GÖREVLİ 6 JANDARMADAN 2’SİNİ 4 EFESİ İLE BİRLİKTE O ZAMANLAR DARBAZOĞLU İSİMLİ VALİNİN EVİNE GÖNDERMİŞ. GECE PİJAMASI İLE YATAKTAN KALDIRILAN VALİ SORGU SIRASINDA ’1000 KİŞİLERDİ, BİR ŞEY YAPAMADIM..’ DEYİNCE DEMİRCİ MEHMET EFE ’ANKARA’YA HABER UÇURMAKTA MI AKLINA GELMEDİ ?’ DİYE VALİYİ FALAKAYA YATIRTMIŞ. KAN REVAN İÇİNDE KALAN VALİYİ KIZANLARI EVİNE GÖTÜRÜP BIRAKMIŞLARDIR. AYNI GECE MAHALLE ARALARINDA DAVUL ZURNA ÇALDIRAN DEMİRCİ MEHMET EFE KENTİ 20.000 EFE İLE SARDIĞINI TELLALLARLA HALKA DUYURMUŞ. İTALYAN BAYRAĞINIDA 2 JANDARMA ERİ İLE KARARGAHA GERİ GÖTÜRTMÜŞTÜR. OLAYDAN KISA SÜRE SONRA DEMİRCİ’NİN YANINA GELEN GENÇ BİR İTALYAN SUBAYI İLE TERCÜMANI SABAHI BEKLEMEDEN BURDUR’DAN ÇEKİLECEKLERİNİ. ELLERİNDE BULUNAN BÜTÜN ERZAKLARIDA HALKA DAĞITMAK İSTEDİKLERİNİ, ASKERLERİNE DOKUNULMAMASININ YETERLİ OLDUĞUNU BİLDİRDİ. DEMİRCİ MEHMET EFE BUNLARI KABUL ETTİ, İTALYANLAR BURDUR’U O GECE TERK ETTİLER.
BU OLAYDAN SONRA NAZİLLİ’YE DÖNEN DEMİRCİ’NİN KARARGAHI SUİKAST İÇİN ORGANİZE EDİLMİŞ. ADAMLARI BUNU BİLMESİNE RAĞMEN DEMİRCİ’NİN BURDUR’DAN DÖNÜŞÜNÜ BEKLEMİŞLERDİ, DURUM DEMİRCİ’YE ANLATILDIĞINDA O DOKUZUN HASAN HÜSEYİN EFE’YE ’KARARGAH ÇATISINDA 2-3 ADAM OLDUĞU SÖYLENİYOR, OLSA OLSA YUNANLIDIR. YANINA 2 PAPAZ AL ÇIK, AŞAĞI İNERLERSE NE ALA, İNMEZLERSE HEPSİNİ BİRDEN ATEŞE VERİRSİN. AYRICA ŞEHİRDE BULUNAN TÜM RUM EVLERİNİDE YAKARIZ..’ DEMİŞTİR. EMRİ YERİNE GETİREN DOKUZUN HASAN HÜSEYİN EFE 2 PAPAZLA ÇIKTIĞI ÇATIDAN 2 RUM’U İNDİRMEYİ BAŞARIR. 2 RUM DEMİRCİ’NİN KARŞISINDA ’SİZİNLE RUMLAR ARASINDA SAVAŞ OLACAK, KORKUDAN ORAYA ÇIKTIK..’ DİYE YALAN SÖYLERLER. ÜZERLERİNDE İSE 2 FİLİNTA, 2 TABANCA, 2 SAPLI ALMAN BOMBASI, 10 TANE YERLİ YAPIMI EL BOMBASI İLE 60 KARIŞIK MERMİ BULUNMUŞTUR. DEMİRCİ AÇIKLAMANIN YETERLİ OLMADIĞINI, ARKALARINDA BULUNAN ADAMLARIN İSİMLERİNİ İSTERSEDE 2 RUM KONUŞMAZ. DEMİRCİ’NİN EMRİ ÜZERİNE FALAKAYA YATIRILAN RUMLARIN HALİ BİR ARA PAPAZLARIN AKLINI OYNATMASINA YOL AÇAR, SONUNDA 23 KİŞİNİN İSMİ, ADRESLERİ İLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAR. DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN YANINA BU KİŞİLER BULUNUP GETİRİLİR. BUNLARIN İÇİNDE BULUNAN MUSEVİ HACI KOSTİ’Yİ DEMİRCİ MEHMET EFE ÇIRILÇIPLAK SOYUNDURUP DÜBÜRÜNDEN BİR KURŞUNLA VURUR. ÜSTELİK SECDEYE KAPATARAK, HACI KOSTİ ÖLMÜŞTÜR. ZİRA HEM 22 KİŞİYE BAŞKANLIK ETTİĞİ, HALKI MİLLİ KUVVETLER ALEYHİNE KIŞKIRTTIĞI, ÜZERİNE VAZİFE OLMADIĞI HALDE ONU BUNU TAKİP ETTİRDİĞİ, KÖŞE BAŞLARINA ADAM YERLEŞTİRİP ÇEVREYİ KONTROL ALTINDA TUTMAK İSTEDİĞİ, DEMİRCİ’YE DOST GÖRÜNÜP ARKADAN VURMAK İSTEDİĞİ, DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN DAHA ÖNCE İKAZ ETMİŞ OLMASINA RAĞMEN ÖĞRENİLMİŞTİR. ÖTEKİ 22 KİŞİ GECE ZEYTİN AĞAÇLARINA ASILARAK İDAM EDİLMİŞ, GÜNEŞ ÜZERLERİNE SABAHLEYİN BÖYLE DOĞMUŞTUR. BU OLAYLARDAN SONRA DEMİRCİ MEHMET EFE NAZİLLİ’DEKİ BÜTÜN RUM EVLERİNİ ARATTI. ARAMAYI YAPAN DOKUZUN HASAN HÜSEYİN EFE 300’DEN FAZLA MAVZER, 3000’DEN FAZLA MERMİ İLE BULUNUP GELİNCE DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN CANI SIKILDI. KENDİLERİNE YAPILAN BÜTÜN İYİ NİYETE RAĞMEN YERLİ RUMLARIN YUNANLILARLA İŞBİRLİĞİ YAPTIĞI KANAATİNE KAPILDI. 2-3 GÜN İÇİNDE NAZİLLİ’DEKİ TÜM RUMLARI VAGONLARLA DENİZLİ’YE SÜRDÜ, BU ARADA DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN ANTALYA’YI BASACAĞI DUYULMUŞ. BURADAN KAÇANLARDA SOLUĞU DENİZLİ’DE ALMIŞLARDI, DERKEN BU SIRADA KÖŞK CEPHESİ 100 MİSLİ KUVVETLE SALDIRAN YUNANA KARŞI DAYANAMAMIŞ ÇÖKMÜŞTÜ. AHMET HULUSİ EFENDİ DENİZLİ’DEN DEMİRCİ’YE TELGRAF ÇEKEREK VATAN HAİNLERİNİN SAYISININ ARTTIĞINI, DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN BAZI RUM ERKEKLERİNİ BAŞKA YERE SÜRMESİNİ İSTEMİŞTİ. BİR ÇOK OLAY ARASINDA KALAN DEMİRCİ ÖNCE KARARGAHINI GONCALI’YA TAŞIMIŞ. SONRADA BAŞ KIZANI SÖKE’Lİ ALİ’Yİ VE ADAMLARINI DURUMU KONTROL ETMELERİ İÇİN DENİZLİ’YE GÖNDERMİŞTİ. SÖKE’Lİ ALİ BURADAKİ RUM ERKEKLERİNİ BURDUR’A SEVK EDERKEN İÇLERİNDEN BİRİSİ DÜZGÜN BİR TÜRKÇE İLE ’EFE BİR DAKİKA BENİ DİNLERMİSİN ? BEN NAZİLLİ SÜRGÜNLERİNDENİM, HEP BİZ FAKİRLERİ SÜRÜYORSUNUZ. OYSA DENİZLİ’DE VE TAVAS’TA ZENGİN TÜRK EVLERİNDE SAKLANAN RUM’LARDA VAR..’ DEYİP 3-5 ADRES VERİNCE SÖKE’Lİ ALİ’DE ŞAFAK ATTI. 2-3 ADAMI İLE VERİLEN EN YAKIN ADRESE GİTTİ, KAPININ ARKASINA SAKLANMIŞ BİR RUM KARI KOCAYI GÖRÜNCE EVİN SAHİBİNE MEYDAN DAYAĞI ÇEKTİ, ÖTEKİLERİDE İSTASYONA POSTALADI. BU ARADA OLAYLAR BÖYLE GELİŞİRKEN PADİŞAH YANLISI MİRALAY TEVFİK BEY DEMİRCİ’YE TELGRAF ÇEKİP ’EFE TAM YUNAN ORDUSU DENİZLİ’YE GİRECEKKEN ŞEHİRDEKİ RUMLARIN DAMARINA BASMANIN SIRASIMI ? ADAMLARINI DERHAL GERİ ÇEK, YOKSA ÇOK FENA OLACAK. ÇIKACAK OLAYLARDAN BEN MESULİYET KABUL ETMEM..’ DEDİ. DEMİRCİ BU TELGRAFIN KARŞILIĞINI ’SEN TELGRAF MAKİNASI’NIN BAŞINDAN ÇEKİL, SÖKE’Lİ ALİ’Yİ GÖNDER..’ DEMİŞTİ. YUKARIDA SÖKE’Lİ ALİ’NİN TÜRK EVLERİNDE SAKLANAN RUMLARI ARAMAKTA OLDUĞUNU YAZMIŞTIM, TAM BU SIRADA MİRALAY TEVFİK BEY’İN KALEM REİSİ SÖKE’LİNİN YANINA GELİP POSTAHANEDE KENDİSİNİ DEMİRCİ’NİN BEKLEDİĞİNİ SÖYLEDİ. SÖKE’Lİ POSTAHANEYE GİTTİ, DEMİRCİ’DEN ADAMLARI İLE BİRLİKTE GONCALIYA DÖNMESİ TALİMATINI ALDI. ADAMLARINI ÇAĞIRMAK İÇİN GERİYE GİTTİ, BU ARADA JANDARMA KUMANDANI BİNBAŞI HAMDİ BEY ’EFE SİLAHLARINIZI BİZE BIRAKIN, KUVAYİ MİLLİYECİLERE DAĞITALIM. DEMİRCİ ORADA SİZE ÇOK SİLAH BULUR..’ DEDİ. BU TEKLİFİ SÖKE’Lİ ALİ OLUMLU KARŞILADI, TIKLAÇ MUSTAFA EFE KARŞI ÇIKTI. SONUNDA HEPSİDE SİLAHLARINI BIRAKTILAR, DENİZLİ’NİN DABBAĞHANE GEÇİDİ’NE GELDİKLERİNDE KENDİLERİNE ATEŞ AÇILDI. SÖKE’Lİ ALİ EFE ÖLDÜ, YALNIZCA TIKLAÇ MUSTAFA EFE KURTULUP GONCALIYA GELEBİLDİ. DEMİRCİ BU SIRADA KAHVE İÇMEKTE İDİ, TIKLAÇ’I YALNIZ GÖRÜNCE FİNCANI ELİNDEN FIRLATTI. OLANLARI DUYUNCA MİRALAY ŞEFİK BEY’İ, KIZANLARINI. JANDARMA MÜLAZIMI ŞEVKİ EFENDİYİ VE 12 KIZANINI ALIP İSTASYONA KOŞUYOR. VAGONA ATLADIKLARI GİBİ DENİZLİ’YE HAREKET EDİYORLAR, DENİZLİ’YE İSTASYONA GELMELERİNE AZ BİR ZAMAN KALA TRENDEN İNİP 3 VAGONU DENİZLİ’YE BOŞ GÖNDERİYORLAR. BU ARADA DEMİRCİ VE ADAMLARINI HARCAMAK İÇİN İSTASYONDA HAZIR BEKLEYEN YERLİ HAİNLER MAKİNİSTİ SORGUYA ÇEKİPTE DEMİRCİ’NİN 4.000 ADAMI İLE GELDİĞİNİ DUYUNCA ÇİL YAVRUSU GİBİ DAĞILIYORLAR. BU OLAYDAN SONRA İSTASYONA GELEN DEMİRCİ KORKUDAN BİR KÖŞEYE SAKLANAN İSTASYON MEMURUNU BULDURUP BU İŞLERİN ELEBAŞISININ KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİYOR. TAHMİN ETTİĞİ GİBİ ’MİRALAY TEVFİK BEY..’ CEVABINI ALIYOR, HEMEN BULDURULUP GETİRİLMESİNİ İSTİYOR. BU ARADA EFE’LERİN ELLERİNDEN SİLAHLARINI ALDIRAN BİNBAŞI HALİT BEY’DE BULUNUP GETİRİLİYOR. DEMİRCİ TEVFİK BEY’E SORU YÖNELTİRKEN ’SEN KİM OLUYORSUNDA BANA HESAP SORUYORSUN ?’ DİYOR. BU SIRADA KIZANLARI SÖKE’Lİ ALİ’NİN CESEDİNİ GETİRİP 2 METRE YANINA BIRAKIYORLAR, ZATEN OLAYLARA İYİCE CANI SIKILAN DEMİRCİ FAZLA SORU SORMUYOR. TABANCASINI ÇEKTİĞİ GİBİ MİRALAYI ÖLDÜRÜYOR, MİRALAY SÖKE’Lİ ALİ’NİN AYAKLARININ DİBİNE DÜŞÜYOR. BUNDAN SONRA SÖKE’Lİ ALİ’NİN YÜZÜNÜ ELLEYEN DEMİRCİ DENİZLİ’YE DÖNÜYOR VE ’YAKACAĞIM ULAN BU ŞEHRİ YAKACAĞIM, TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ. OMUZ ÜSTÜNDE BAŞ BIRAKMIYACAĞIM..’ DİYOR. DERHAL GONCALI VE SARAYKÖY’E HABER SALINIP BÜTÜN EFELER ÇAĞIRILIYOR. 2 MAKİNALI İLE 1 TOP İSTENİYOR, MAKİNALILAR HÜKÜMET KONAĞI’NIN 2 YANINA YERLEŞTİRİLİYOR. TOP KIŞLANIN YANINA DOĞRU KURULUYOR VE AĞZI ŞEHRE ÇEVRİLİYOR, BU ARADA ŞEHRİ ATEŞE VERMEK İÇİN BÜTÜN GAZ BİDONLARI TOPLANIYOR. MUHTARLAR DEMİRCİ’NİN KARŞISINA DİZİLİYOR, ONLARIN VERDİKLERİ VE KUVAYİ MİLLİYE TEŞKİLATINA KARŞI OLANLARIN 35’İ HEMEN ECZAHANE’NİN YANINDA ÖLDÜRÜLÜYORLAR. BU ARADA ŞEYH TAHİR EFENDİ BİN RİCA İLE ŞEHRİN YAKILMASINI ÖNLÜYOR, ESKİ MEZARLIK ATEŞE VERİLİYOR. TARİHE ’DEMİRCİ’NİN DENİZLİ KATLİAMI’ OLARAK GEÇEN BU VAKIADA TOPLAM 80 KİŞİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BİLİNİYOR, BU OLAYDAN SONRA PADİŞAH’IN TARAFTARI OLARAK BİLİNEN DENİZLİ’Lİ ZENGİNLER ANKARA’DA KURULAN YENİ HÜKÜMETE TELGRAFLAR YAĞDIRIP MİRALAY ŞEFİK BEY’İN BAŞKA YERE TAYİN EDİLMESİNE NEDEN OLUYORLAR. DEMİRCİ MEHMET EFE KENDİ YAPTIĞI BİR HAREKETİN MİRALAY ŞEFİK BEY’E FATURA EDİLMESİNE ÇOK ÜZÜLÜYOR.
BU OLAYDAN SONRA DEMİRCİ MEHMET EFE KONYA DELİBAŞ İSYANINI BASTIRMAK İÇİN 3.000 EFE İLE YOLA ÇIKIYOR, NİYETİ KONYA İSYAN EDERSE KONYA’YI YERLE BİR ETMEK, YOLDA GEÇTİĞİ YERLERDE KENDİSİNE BİLDİRİLEN NE KADAR IRZ DÜŞMANI, HIRSIZ, KABADAYI, STOKÇU, VATAN HAİNİ, ÜÇKAĞITÇI, SOYGUNCU , MAFYA VB.GİBİ ADAM VARSA HEPSİNİ İPE ÇEKİYOR. BUNLARIN İÇİNDE ORTALIĞI KASIP KAVURAN NİCE KABADAYILAR ’EFE BEN ETTİM, SEN ETME. KULUN KÖLEN OLAYIM, 1 YIL MÜDDETLE ADAMLARINA BAKAYIM..’ DİYE YALVARANLAR OLUYOR AMA DEMİRCİ MEHMET EFE HİÇ BİRİSİNE İLTİFAT ETMİYOR. HEPSİNİ İDAM EDİYOR, BU TÜR OLAYLARIN ARDI ARKASI KESİLİVERİYOR. BU TÜR İŞLERİ YAPIPTA DEMİRCİ MEHMET EFE FIRTINASI’NA YAKALANMAYANLAR KORKUDAN KABADAYILIKTAN, FEDAİLİKTEN, MİLİTANLIKTAN FERAGAT EDİYORLAR. DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN YOLLARI BU NİYETLE GEÇMESİ KONYA’YA ÇOKTAN ULAŞMIŞ, BİR ARKADAŞININ ’SEN KONYA’DA İSYAN BAYRAĞINI AÇARSAN DAMAT FERİT SANA KONYA’YI BAĞIŞLAR..’ SÖZÜNE KANIPTA KONYA’DA İSYAN EDEN DELİBAŞ DEMİRCİ’NİN 3.000 KIZANI İLE GELDİĞİNİ DUYUNCA ÇOKTAN SIRRA KADEM BASMIŞ. DEMİRCİ MEHMET EFE KONYA’YA GELDİĞİNDE KENDİSİNE İŞ KALMAMIŞTIR, BU OLAYDAM KISA SÜRE SONRA DELİBAŞ EN YAKIN ARKADAŞLARININ ’HİÇ YOKTAN BAŞIMIZI BELAYA SOKTUN, SENİN YÜZÜNDEN RAHATIMIZ HUZURUMUZ KAÇTI..’ SUÇLAMASI İLE KARŞILAŞMIŞ VE BAŞI KESİLEREK ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR. KESİK BAŞI KONYA HÜKÜMET KONAĞI’NA BIRAKILMIŞTIR, KONYA DELİBAŞ İSYANI’NIN BASTIRILMASI BİR TELGRAFLA ATATÜRK’E BİLDİRİLMİŞTİR.
TBMM DEMİRCİ MEHMET EFE’YE KONYA İSYANININ BASTIRILMASINDAN SONRA ’MİLİS ALBAY’ RÜTBESİ VERMİŞTİR, BU OLAYDAN SONRA ISPARTA’DA KONAKLAYAN DEMİRCİ MEHMET EFE BİR GÜN ATATÜRK’LE TELGRAF MUHABERESİ YAPAR. YAŞININ 40’A GELDİĞİNİ, YORULDUĞUNU VE DİNLENMEK İSTEDİĞİNİ BİLDİREREK KÖYÜNE DÖNMEK İSTEDİĞİNDEN SÖZ EDER. ATATÜRK ’BİZ SAVAŞIRKEN SEN RAHAT EDEMEZSİN..’ DERSE DE DEMİRCİ MEHMET EFE’NİN ’BİZ YUNANI VURA VURA AZ SERSEM ETMEDİK, SENDEN SON YUMRUĞU YİYİNCE MAĞLUP OLACAKLARDIR PAŞAM..’ DEMESİ KARŞISINDA İKNA OLUR. BU ARADA ATATÜRK DEMİRCİ MEHMET EFE’YE KONYA İL JANDARMA ALAY KOMUTANI OLMASINI TEKLİF EDER, YANINDA BULUNAN 1000 KIZANINI DA KADROYA ALMASINI İSTER DEMİRCİ MEHMET EFE ’BENİM 20.000 KIZANIM VAR, BUNLARDAN 1.000 TANESİNİ ALIP KONYA’DA İL JANDARMA ALAY KOMUTANI OLMAK YANLIŞ ANLAŞILIR. DİĞER KIZANLAR BİZİ SATTIN DER, EFE’DEN SUBAY OLMAZ. ZATEN ÇOĞU KURTULUŞ SAVAŞINDA KAHRAMANCA ÇARPIŞTI, BEN BUNLARI NASIL AYIRIRIM ? ’ DİYEREK BU TEKLİFİ REDDEDER. DEMİRCİ MEHMET EFE KIZANLARI İLE BU OLAYDAN SONRA BOZDOĞAN’A GELİR, BURADAN NAZİLLİ’YE GEÇER. GÖZLERİNİ DOĞDUĞU PİRLİBEY KASABASI’NA ÇEVİRİR,. AĞLAR AĞLAR ’BU TOPRAKLARDA DOĞDUM, BU TOPRAKLARDA ÖLECEĞİM..’ DER, KIZANLARI PEŞİNE TAKILIR VE PİRLİBEY KASABASI’NA DOĞRU YOLA ÇIKARLAR. DP KURULDUĞUNDA DEMİRCİ MEHMET EFE’Yİ PARTİYE DAVET EDERLER, KABUL ETMEZ. MALLARINI MÜSADERE ETMEKLE TEHDİT EDERLER ’MALIMI MÜLKÜMÜ ALABİLİRSİNİZ AMA DEMİRCİ MEHMET EFE’Yİ ASLA..’ DER, TEKLİFİ YİNE KABUL ETMEZ. DEMİRCİ MEHMET EFE 5-2-1961 YILINDA NAZİLLİ’DE VEFAT ETMİŞTİR, MEZARİ NAZİLLİ EĞRİBOYUN MEZARLIĞI’NDADIR.
NOT.YUKARIDAKİ FOTOĞRAFTA GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR KERİM ÖZBEKLER (YEŞİL TİŞÖRTLÜ OLAN), KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMANLARI AYDIN’LI EFELER İLE 30 MAYIS 2010 TARİHİNDE ÇANAKKALE’DE 57.ALAY ŞEHİTLİĞİNİ ZİYARETİ SIRASINDA GÖRÜLÜYOR.
**********************************************************************************************************************************************************************************************************************************************************************
GAVUR İMAM;Bir köyün imamı idi, vergi toplamak için köye gelen bir tahsildarın bir dul kadına yaptığı eziyete dayanamadı. Kadının borcunu ödeyip, tahsildarı öldürdü. Dağa çıktıktan sonra, bir ara aklını oynattı. Parası olmıyanı da, parası olup da kendisine vermiyeni de öldürdü. 

GER ALİ EFE (01);Yörük Ali Efe'nin kızanlarından Ger Ali Aydın'ın Yenipazar İlçesi'ne bağlı Direcik Köyü'nde dünyaya gelmiştir, kurtuluş savaşı sırasında Yörük Ali Efe'nin yanında savaşa iştirak etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Yörük Ali Efe'ye ''Yunanlıları Aydın'dan çıkarın.'' diye telgraf çekmesinden sonra, uzun süre Aydın ve İlçeleri'ni işgal eden Yunanlılarla çarpışmıştır. Bir defasında, hamile bir kadının ırzına geçmeye çalışan Yunan Subayını 1 kurşunla alnından vurarak öldürmüştür.
Bir ara bölgede ne kadar çalıkakıcı (Üçkağıtçı-Hırsız-Mafya Mensubu-Katil-Irz Düşmanı vb. varsa) hepsini kurşuna dizmiş, öldürmüştür. İri kıyım bir vücuda sahipti, kötü kişiler Ger Ali'nin şerrinden korkar onun için ''Ger Ali'' diyeceklerine ''Şer Ali'' lakabını kullanırlardı. Bazı kişiler Ger Ali'nin de ''Çalıkakıcı'' olduğunu anlatıyorlarsa da bu doğru değildir.
İlk kez 13 yaşında ki Havva Hanım'la evlenmiştir, 5-6 yıl çocuğu olmayınca 2.kez bir başkası ile evlilik yapmıştır. Sonuç olarak 1.hanımından 6 çocuğu olmuş, birisi vefat etmiştir. 2.hanımından 1 çocuğu olmuştur, bir ara kocaya kaçan kız kardeşini de ''Efe'nin kız kardeşi, kocaya mı kaçar gider ?'' diyerek kız kardeşini de öldürmüştür. Bu olayı bir başkası üstlendiği için, bu olaydan dolayı cezaevinde yatmadığı da bilinmektedir. Aydın'ın Yenipazar İlçesi'ne bağlı olan Direcik Köyü'nde ki evi, ''Yenipazar Ovası''nı çok iyi gören yüksek bir yerdedir. Direcik Köyü'nde ki evinde, savaştan sonra uzun süre yaşamıştır. 12 tane atı, çok sayıda inek-koyun-keçisi olduğu. Arpaz Köyü ile Yenipazar arasındaki devasa arazideki bütün harman işlerini oğulları ile birlikte yaptığı bilinmektedir. Bazen zevk için evinin önünde ki kazlara yem atarak onları seyrettiği de bilinmektedir. Bir ara ekmek almak için torunu Şenol Kuruoğlu'nu (Tel.0-505-4565116) bakkala göndermiş, ekmekleri kazlara yediren torununun babasının cebinden sigara alıp içtiğini görünce o zamanlar 6 yaşlarında olan torunu ve 2 arkadaşını söğüt dalı ile dövmüştür. Halen Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde avukatlık yapan Ali Mersin Ger Ali için dedesinden duyduğu bir anısını şöyle anlatmaktadır, ''Bir ara çocukları oyun oynarken bizim arpa ve buğdayları yakmışlar, dedemin yanına gelen Gerali ne kadar arpa buğday yandığını öğrendikten sonra. Ertesi günü, o kadar arpa ve buğdayı, bizim kapının önüne getiriveRmiş.'' demektedir. Eskiden efeler, yaşadıkları köyün adı ile anılırdı. Aydın ve İlçeleri'nde bu isimde bir köy yoktur, Ödemiş'te vardır. Bu durum göz önüne alınırsa, Ger Ali'nin dede köklerinin Ödemiş taraflarından gelip Aydın'a yerleştikleri akla gelebilecek bir ihtimaldir. Denizli'nin Sarayköy İlçesi'ne bağlı ve 4 km. uzaklıkta da Gerali Köyü ismini taşıyan 1 köy mevcuttur. Ger Ali'nin oğlu olan Rifat Kuruoğlu ise halen Aydın'ın Yenipazar İlçesi'nde yaşamaktadır. Felç geçirdiği için, babası ile ile ilgili bilgilerin çok azına vakıftır. Ger Ali, 15 Ocak 1972 yılında 72-73 yaşında vefat etmiştir, mezarı Aydın'da ki ''Tellibaba Mezarlığı''ndadır.

**********************************************************************************************************************************************************************************************************************************************

GER ALİ EFE (02);Gerali’nin yaşamı hakkında pek fazla şeyler bilinmemesine karşın, 18. yüzyılın sonlarında yaşadığı, Ödemiş’in Kaymakçı kasabasının şimdiki Gerali köyünde doğmuş büyümüş olduğu ve Yörük obaları arasında aşiret reisi olarak çok saygın bir yeri bulunduğu saptanmıştır.

Dış görünüş itibariyle oldukça uzun boylu, yağız tenli. ince yapılı, çevik ve keskin bakışlı bir kişiymiş. Asıl adının Ali olmasına karşın, halk o’na “atik-cesur-korku bilmez “anlamına gelen “Ger”sözcüğünü takmıştır.

Gerali’nin yaşadığı devir Osmanlı İmparatorluğunun gerileme dönemine rastladığı zamanlarda, Anadolu da deniz ve karayolu ulaşımı üzerinde yabancılara bazı haklar tanınması nedeni ile gittikçe bağımsızlık kaybolmaya yüz tutuyor. Padişahlar, halkı korku ile sindirmeye çalışıyor. Üstelik yabancıların şımarıklıkları ve göze batan sömürüleri, katlanacak bir şey olmaktan çıkıyor.

Her yerde olduğu gibi İzmir ili çevresinde de huzur kalmıyor, İşte tam bu sırada Gerali isminde bir yiğit kişi meydana çıkarak bu bozuk düzene karsı bir çare aramaya çalışıyor. Düşünüyor, bunun yollarını arıyor. Gözüne uyku girmez oluyor, neticede direnişe geçiyor.

Gerali’nin yönetime ve derebeylerine karşı gelişi, halkı uyandırması üzerine kendisine binbesyüz kişi katılıyor. Dağlara çekiliyorlar, artık dağlarda Gerali’nin fermanı yürümeye başlıyor.

Bir yandan çevresindeki imtiyazlı yabancılara, kim olduğunu göstermek istiyor. Bu niyetle İzmire gidiyor, Orada Belloz adlı Fransız konsolosunun genç ve güzel kızını kaçırıyor. Dağdaki çadırına götürüyor, orada kızı ağırlıyor fakat kıza asla kötülük yapmıyor.

Konsolos Belloz kızının kurtulması için diplomatik yollara başvuruyor, bunun üzerine Osmanlı askerleri silahla Gerali’nin bulunduğu dağlarda çatışmaya giriyor. Hayli zorlanıyor, fakat hiç bir netice elde edilemiyor. Bir taraftan da Osmanlı sarayında, Gerali’nin idam hükmü çıkarılıyor. Bütün bu korkutmalar, gözdağı vermeler kızı kurtarmaya yetmeyince, hileye başvuruluyor. Eğer Gerali kızı babasına teslim ederse, hakkındaki idam hükmü kaldırılacaktır. Bu karar, Gerali’ye iletiliyor. İkiyüzlülük bilmeyen Gerali, bu habere kanarak korumasıyla birlikte kızı alıp İzmir’e götürüyor. Babasına teslim ediyor, fakat o konaktan çıkarken Osmanlı zaptiyeleri tarafından yakalanıp hapsediliyor. Gerali’nin bu iyi niyetine karşı bu tutuklamaya üzülen konsolos O’nun affedilmesi için Fransız hükümeti aracılığı ile girişimde bulunuyor, fakat yarar sağlamıyor. Osmanlı İmparatorluğu Yöneticileri, Gerali'yi idam ediliyor.

Bu acı haber kısa zamanda Batı Anadolu’ya yayılıyor, onun suçsuz yere idam edilmesinden derin üzüntüye kapılan halk vicdanında güçlü izler bırakan bu kahraman için ünlü Gerali türküsünü yaratıyor.

GERALİ TÜRKÜSÜ...

İzmir'in içinde midem bulandı
Okundu fermanım kalbim inandı
Behey Kar'osmanoğlu sana kimler yarandı
Gençlik elden gitti diyen Gerali

Gerali'nin boyu serviden uzun
Seyredelim dağları yaz ile güzün
İzmir'in içinde Belloz'un kızın
Sararım kara bağrıma diyen Gerali

Kuyucak pınarı harlayıp akar
Gerali'nin kurşunu dağları yakar
Yığmışlar kumaşı şala kim bakar
Yolları bedesten eden Gerali

Kuyucak'tan çıktım kollarım bağlı
Aydın kasabasında urganım yağlı
Gelmeyin kardeşler çiğerim dağlı
Kıymayın gençliğime dedi Gerail

Fağfuri fincandan içtim şarap
İnerim İzmir'e eylerim harap
Arkadaşımı sorarsan Parmaksız Arap
Yakarım İzmir'i diyen Gerali

Adelle'den çıktım ellerim bağlı
Manisa konağında urganım yağlı
Sana ne ettim a Karaosmanoğlu
Gençlik elden gitti dedi Gerali

İzmir'in içinde midem bulandı
Okundu fermanım kalbim inandı
Behey Kar'osmanoğlu sana kimler yarandı
Gençlik elden giti diyen Gerali

Kova kova beni Adelle'de tuttular
Ak ellerime taş kelepçe taktılar
Omuzumuzu yardılar da mumlar yaktılar
Aldırdın gençliği diyen Gerali

Gerali dedikleri bir kara dana
Çekti bıçağı tüngüdü meydana
Gerali'yi doğuracak binde bir ana
İnersem İzmir'e yakarım dedi Gerali

İndim İzmir'in içine oldu bir oyun
Salhaneye çekildi kurbanlık koyun
Soyun Gerali dedikleri arslan sen soyun
Yakarım gâvur İzmir diyen Gerali

Gerali dedikleri bir ince uşak
Başına şal dolamış beline kuşak
Başına toplamış bin beş yüz uşak
Yakarım gâvur İzmir diyen arslan Gerali

Oturtular beni bir değirmenin bendine
Gerali söyler kendi kendine
Şimdi geldin mi Osmanlı'nın andına
Gençlik elden gitti dedi Gerali

01-Hilmi Yüksel, Demirci Eşkıya Türküleri Hakkında Bir Tetkik, 1943. Sayfa: 92-99,
02-Aydın!Aydın... Kasım 2005, Yıl:2 Sayı:21 Sayfa..

**********************************************************************************************************************************************************************************************************************************************

GÖKDELİ ZEYBEK;Kurgalı Veli'nin kızanıyken ayrıldı, Çamlıcalı Hüseyin'e yanaştı. 1902'de kendi adına çete kurdu, Arap Hüseyin Çetesi'ni kendisine yardımcı yaptı, 9 kızanı ile dağlarda dolaştı.


İNCE ALİ OĞLU;Hicri 1102'den sonra Nazilli dolaylarında Kestel Köyünde türedi, o sırada Bozdoğan taraflarında efelik yapan Osmanoğlu'nun zeybekleri dağılmış olduğundan bunun kızanı olmuştur. Osmanoğlu'nun katılımı ile ünü iyice etrafa yayıldı, zeybekleri çok arttı. Eyyüp Oğlu gibi zamanın meşhur eferi bile İnce Ali Oğlu'nun yanında yer aldılar.

KARA MEHMET;1665 yıllarında görülen zeybeklerdendir, Manisa'da ki sicil kayıtlarına göre Köşk, Sultanhisar veya Arpaz'lı olması muhtemeldir. Düze inmesi veya ölümü hakkında kesin bilgiler yoktur..


KINALIOĞLU;Hicri 1041 miladi 1632 yıllarında görülmüştür, başına topladığı zeybek sayısı gittikçe arttığından muhiti korkutmuştur. Saruhan Mutasarrıfı İbrahim Paşa üzerine gönderilmiş ise de başarı sağlayamamıştır, bunun üzerine büsbütün şımarmış ve bir çok yeri ve köyü soyup soğana çevirmiştir. Kınalı Oğlu'nun 19 Ocak 1642'de öldüğü tahmin edilmektedir, ölümünden sonra kızanları dağılmıştır. 

KILLIOĞLU HÜSEYİN EFE;Aydın'a bağlı Çine İlçesi'nin Yağcılar Köyü'nde dünyaya geldi, çocukluk ve gençlik yılları kardeşleri İbrahim-Mehmet-Osman'la birlikte dağlarda koyun ve keçi otlatmakla geçti. Ağabeyi İbrahim, dayısının oğlunun düğününde kına alayı ile dönerken bir köylüsü tarafından dolma tüfekle vuruldu. Öleceğini anlayan İbrahim ''Üsen'e söyleyin, ganımı yerde koymasın.'' deyince dağa çıktı. Bu olaydan 1 yıl sonra kız kaçırmaktan dolayı, dayısına yardım ettiği gerekçesi ile hapse düştü. Hapisten çıktıktan sonra, bir başka olay nedeni ile yeniden dağa çıktı. Bir çatışmada elinden yara aldığı için çolak kaldı, affa uğrayıp askere alındı. İstanbul'a gönderildi, kendisine ''Çürük Raporu'' verilince askerlik yapmadan Aydın Dağları'na geri döndü. Silahını alıp Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin çetesine katıldı, burada çeteye sonradan katılan Yörük Ali Efe ile 1917 yılında tanıştı. Molla Ahmet Efe'nin Bozdoğan Hükümet Konağı Baskını'na katıldı ise de burada efenin haberi olmadan Ovacıklı Deli Mehmet Efe ile birlikte cezaevi kapısını açınca, efesinin ateş açması sonucu Ovacıklı Deli Mehmet Efe öldü. Kıllıoğlu Hüseyin Efe ise göğsünden ağır yara aldı. Katır sırtında Madran Dağı'na getirildi, arkadaşları tarafından bacaklarından çam ağacına asılarak kanın vücut içinde kalarak iç kanama geçirmesi önlendi. 2-3 gün öylece kaldıktan sonra annesine teslim edildi, yarası annesi tarafından iyileştirildikten sonra yeniden çeteye katıldı. Molla Ahmet Efe'nin Kavaklıdere Karakolu Baskını'nda ölmesi üzerine bir süre Yörük Ali Efe ile birlikte oldu, sonra kendi çetesini kurarak ''Menderes'in Güneyindeki Dağları'' egemenlik alanı ilan etti. Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra bir süre ikilem içinde kaldı, devletin kendisine dokunmayacağına emin olduktan sonra köyüne dönerek yerleşti. Bir süre sonra çok görkemli bir düğünle evlendi, temkinliliği elden bırakmadı ve çetesinin silahlarını teslim etmedi. Çine'de Osmanlı Devleti otoritesini yitirdi, devleti burada o yıllarda 1 kaymakam ile 1 manga jandarma temsil ediyordu. Bu nedenle toprak kavgası-kız kaçırma-komşu kavgası vb.gibi nedenlerle halk efeye müracaat etmeye başladı, efe kendi yöntemleri ile bunları çözümlemeye koyuldu. Artık Çine'de devlet, Kıllıoğlu Hüseyin Efe idi. Aydın'ın Yunanlılar, Çine'nin İtalyanlar tarafından işgal edilmesi üzerine Aydın Kuvay-ı Milliye Teşkilatının kurulmasına destek verdi. Yörenin önde gelenleri ile Yanıkhan'da ve eski askerlik şubesi'nde yapılan toplantılara katıldı, para ve adam toplanmasında kendi yöntemleri ile çare buldu. Bu arada, cahilliğinden ve bireysel düşüncelerinden dolayı bazı yanlış işler de yaptı, Çine Heyet-i Milliye Başkanı Mustafa Çavuş'u bir gece evinden alarak yok yere öldürdü. Yörük Ali Efe'nin ''Biz yürüyelim, halk arkamızdan gelir.'' sözü üzerine Aydın'ı işgal eden Yunanlılara karşı direnen ikinci kişi oldu. 15-16 Haziran 1919 gecesi yapılan Sultanhisar Malgaç Baskını'na iştirak etti. 28-29 Haziran 1919'da Aydın'ın 2.kez geri alınması için Yörük Ali Efe ile birlikte Menderes Köprüsü başına Yunanlılarla savaştı. Kıllıoğlu Hüseyin Efe'nin zaman zaman Yörük Ali Efe'nin aksine ''Zeybek Töresi''ne uymadığı görülür, bu hareketlerine örnek olarak Dereli Köyü'nde ki zengin bir aileden haraç almak için 2 gün 2 gece silahlı bir çatışmaya girmesi, Çine Kaymakamı'nı ayaklarından kurşunlaması gösterilebilir. Başına buyruk, serüvenci bir kişiliğe sahip olan Kıllıoğlu Hüseyin Efe'nin son zamanlarda yöre kaymakamlarına ve eşrafa kötü davrandığı bilinmektedir, bu vb.bir çok nedenle Bozdoğan'da Jandarma Yüzbaşısı Arap Nuri Bey tarafından kendisi ve 11 kızanı tuzağa düşürülerek öldürülmüştür. Bu konuda ki 2.rivayet şu şekildedir, Demirci Mehmet Efe tarafından verilen bir ziyafet sonrası öldürüldüğüdür. Sonuçta, Jandarma Yüzbaşısı Arap Nuri Bey'in Demirci Mehmet Efe'nin adamı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Demirci Mehmet Efe ise o zamanlarda, 20-30.000 efeyi içinde barındıran ve bir çok isyanı bastıran ''Aydın Kuvay-ı Milliye Komutanı'' idi. Bu ünvanı, savaş sonuna kadar da muhafaza etmiştir. Atatürk ''Nutuk''ta bunu şöyle izah etmektedir, ''Aydın Kuvay-ı Milliye Komutanı olarak General Refet Bele'yi atamıştım ama savaş sonuna kadar bu görevi üzerine almadı, niçin almadığını hala merak ederim?''. Oysa, Aydın Kuvay-ı Milliye Teşkilatı 20-30.000 efeden müteşekkildi ve efeleri yönetmek o kadar kolay değildi. Nitekim Atatürk'ün vefat etmeden oynadığı son oyunda dizlerini vura vura bir zeybek oyunu olan ''Sarı Efe''dir, bu da iyi bilinmektedir.


KOZALAKLI;Aydın köylerindendir, askerden kaçarak zeybek olmuştur. Bir ara Köşk'te jandarmalık etmiş, kömür ocağında çalışmıştır. Milli Mücadele'de asker olmuştur ama kaçmıştır. Gökbel-Beşparmak dağları'nda dolaşmıştır.Zeybekliği boyunca dağdan inmemiş, ve sonunda bir yörük evinde ele geçirilerek idam edilmiştir.

KURGALI ZEYBEK;Asıl adı Veli olan Kurgalı Zeybeği, Arap Saitpaşa dağdan indirerek zeybeklikten vazgeçirdi. Arap Hüseyin ile Gökdeli, bir ara bu çeteye katılarak iş birliği yaptılar.


KURTBALİOĞLU;Aslen Köşk'lüdür, Yahyaoğlu ile aynı tarihlerde efelik yapmıştır. Hicri 1083 yılında oğlu Ahmet'i ve Arap namıyla maruf başka bir zeybeği yanına kızan almıştır, efelik yaptığı yıllarda Kolçaklı, Kazoğlu, Hamza ve Demircioğlu adındaki zeybekler Kurtbali Oğlu'nun çetesine dahildi. Daha çok parası olup da yemiyen zenginleri soymuş, fakirlere pek dokunmamıştır.

KÜRDÜLLÜ İBRAHİM;Çakıcı'nın kızanıydı, cesur ve gözüpek bir zeybekti. Bir çarpışma sırasında, 10-15 kurşun yarası aldığı halde savunmasını bildi. Çok kan kaybettiği için, öldü.



KÜÇÜK KATİP;Hicri 1096'da dağa çıktı, Germencik İlçesi'nin Neşetiye Köyündendi. Aynı köyden Bayraktar İmam ile Münevver Oğlu'nu yanına alarak dağlarda dolaştılar. Musa Ağa adındaki bir devlet takipçisi bunlarla Güme Dağında çetin bir çarpışmada bulununca korkup efelikten vazgeçtiler.

KOCA MEHMET;Hicri 1102-1105 tarihlerinde başına topladığı kızanlarla efeliğe başladı, Turgutlu Voyvodası Altıparmak Oğlu tarafından ortadan kaldırıldı..

MUSTAFA ZEYBEK;Hicri 1150 tarihlerinde hükümet ile anlaşamıyarak dağa çıkan Mustafa Zeybek Aydın Köyleri eşrafındandı, kendisi Kara Osman lakabı ile anılmıştır. Hükümetten hoşnut olmayan bazı zeybekleri başına topladı, etrafa fazla zarar vermeden dağlarda dolaştı.

PARMAKSIZ ARAP;Yörük Osman'la birlikte çalıştı, efesiyle birlikte Vali Nahit Paşa tarafından İzmir'e davet edilerek bir yemek ziyafeti sonrası efesi ile birlikte pusuya düşürülerek öldürüldü.

POSLU MESTAN EFE;Kurtuluş Savaşı sırasında Demirci Mehmet Efe emrinde çalışmış bir efedir, Bozdağ-Mendegüme-Aydın mıntıkalarında dolaşmştır. Nazilli Cephesi'nde, düşmana karşı savaşırken 31 Haziran 1920 yılında Nazilli'de şehit olmuştur.

SAĞINCALI VELİ;Aydın civarında dolaşan aşiretlerden birisine mensuptu, Bergama Civarına yerleştikten sonra bir zenginin kahyası oldu. Ağanın malını kendisinden daha çok yediği için arası açıldı, siciline bu ihanet olarak işlendi. Kahyalıktan men edilince efeliğe başladı, sonradan beyin nikahlı karısını istedi. Ağa, Veli'nin şerrinden kurtulmak için İzmir'e kaçtı. Veli, İzmir'de hükümet makamlarına haber göndererek eski ağası Abdülfettah'ın Bergama'ya karısı ile birlikte gönderilmesini istedi. Dediği olmayınca Karaburun Voyvodası'nında yardımıyla 3.500 kişi toplayıp İzmir üzerine yürüdü, Abdülfettah Ağa bunun üzerine karısı ile birlikte Kütahya'ya kaçtı. Kadı da hareminin Veli'ye nikah edilmesine hüküm verdi, Abdi Paşa böyle bir zeybeğin ve zorbanın takibi için emir aldı. Fakat Veli, aldığı kadının başını kendi eli ile kopardı. Sonra yakalandı, öldürüldü.

SARIBEYOĞLU;Hicri 1151 yılında görüldü, muhitteki baskısı ve talanı hükümeti endişeye düşürdü. Şam Valisi Kazıkçı Hüseyin Paşa takibine memur edildi, uzun zaman yüze inmesi ve öldürülmesi için uğraşıldıysa da muvaffak olunamadı. Sonunda yine bir yolunu bulup, Kazıkçı Hüseyin Paşa tarafından öldürüldü.

SARI ZEYBEK;İş bulamadığı için yanına üç beş kızan alıp dağa çıkmıştır, efelerle ilgili araştırmalar yapan B.Ziya Şakir'e göre bakır gibi teni olan Sarı Zeybek'in yüzüne bakmaya kimse kıyamazdı. Bayağı yakışıklı idi, karnını doyuracak kadar etrafa zarar vermiştir. Bu gün halkın ''Muhallebi Çocuğu..'' dediği cinstendi, Sarı Zeybek Şarkısı zeybeklere ve Türk Halk Müziğine bu zeybekten kalmıştır. Aşağıda bu şarkının sözlerini okuyalım;
SARI ZEYBEK
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silahları ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
Yazık olsun telli doruk şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
Uzun olur efelerin bıçağı
Beşyüz dirhem Trablus Kuşağı
Yiğit olur şu Aydın'ın Uşağı
Aşar gider her gün bir karlı dağı...

SİNAN OĞLU;Nazilli'nin Yağdere Köyünde zuhur etti, hicri 1246-1650 yıllarında başına topladığı zeybeklerle dağa çıktı. Tabanlı Çeşme'de bir çatışma sırasında öldürüldü.

SİVRİCE BÖLÜK;Bazı yazarlara göre 1653 yılında çetesini kurarak eşkiyalığa başlamıştır, bazı yazarlara göre ise Hicri 1071 miladi 1661 tarihinde efe olmuştur, şekavete sapmıştır. Manisa ve İlçelerine kadar giderek bir çok köyü kasıp kavurmuştur, Kaplan Mustafa Paşa tedibine memur edilmiştir. Yakalanarak kafası kesilmiş ve başı İstanbul'a gönderilmiştir, öldükten sonra kızanları dağılmıştır.

SOLAKOĞLU;Aslen Sultanhisar civarında idiler, Güzelhisarlı Abaza ve Köşklü Veli Çetelerini yardımcı olarak kullandılar. Silahdar Tarihi bunların efelik yaptığı yıllarda 80 kadar başın kesildiğini ve hicri 1109 yılına kadar düzenliğin iade edilmediğini yazar.

SÖKE'Lİ ALİ EFE;Demirci Mehmet Efe'nin emrinde çeşitli cephelerde savaşmıştır, iç isyanların bastırılmasına görev yapmıştır. Nazilli cephesi'nde uzun süre Yunan İşgal Kuvvetleri ile savaşmıştır, 
Denizli Vakası olarak tarihe geçen olaylar sırasında şehit edilmiştir. Demirci Mehmet Efe'nin baş kızanı idi, öldürülmesi üzerine, Demirci Mehmet Efe Denizli'yi yakmaya kalkmıştır. Şeyh Tahir Efendi'nin telkini ile Denizli'yi yakmaktan vaz geçmiş, bunun yerine 80 vatan hainini öldürmüştür.

TOPAL KAMALI ZEYBEK;Kamalı Zeybek, Çakırcalı Efe'ye rakip bir çetenin efesi idi. Bir gün, Çakırcalı Efe'nin bir kızanı tarafından sıkılan bir kurşunla topal kaldı. Bu nedenle adı ''Topal Kamalı Zeybek'' olarak anılmaya başladı, Arap Saitpaşa bu zeybeği çok kovaladıysa da bir türlü ele geçiremedi. Hatta, müfreze ile ablukaya aldığı Topal Kamalı Zeybek çemberi yararak, kurtulmayı başardı. Halk arasında, Topal Kamalı Zeybek için aşağıdaki mani çok söylenir.

Kamalıyı bastılar,
Dala martin astılar,
Ürküten zaptiyeler,
İlk kurşunda kaçtılar.

TOYOĞLU;Aslen Denizli'nin Tavas İlçesindendir, baskın işlerinde çok tecrübeli idi. Zamanında arka arkaya köyleri basarak soymuştur, efelik sayesinde çok para pul ve mülk edinmiş. Zenginlik içinde yaşamıştır, Atça'lı Kel Mehmet bir ara bu efenin yanında kalmıştır. Atçalı Kel Mehmet'in Aydın Baskını için bu efeden öğüt ve direktif aldığı söylenir, Tavas'lıların bir çoğu Toyoğlu'nu kendilerine örnek alarak efelik yapmaya başlamışlardır ama hiç birisi Toyoğlu kadar çevreyi soyamamıştır.

VELİ BEYOĞLU;Hicri 1101'de Aydın Dağlarında görülmüştür, nereli olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Topal Yusuf isimli bir efe Veli Beyoğlu'nun önemli kızanlarından birisi idi, aşiretlerden bir çok kişiyi yanına kızan olarak almıştır. Başlangıçta zayıf olan çetesini güçlendirdikten sonra işi epeyce azıtmıştır, şekavetlerinin sicillere eksiksiz yazılması için emir bile çıkmıştır.

YAHYA OĞLU;Yahyaoğlu'da Sultanhisar İlçesi'nden dağa çıkan efelerdendir, hicri 1080 tarihlerinde Kuzu Hacıoğlu, Karatepeli Mehmet gibi zeybekleri yanına kızan almıştır. Soyduğu ganimetleri eşit dağıtmadığından kızanları ile sonradan aralarında anlaşmazlık çıkmıştır, bu nedenle kızanları yanından ayrılarak kendileri başına birer efe teşkilatı kurmuşlardır.

YALVAÇ'LI OSMAN;Isparta'nın Yalvaç İlçesi'nin Kustuk Köyündendi, elinden kanlı bir kaza çıkmış. Bunun üzerine dağa çıkarak efelik yapmaya başlamıştır, karnını doyurmak için her adım attığı yerde o bölgeyi soyan diğer efelerle çatıştı. Buralarda barınamayınca yakalandı, Konya Cezaevine kapatıldı. Biraz çılgınca idi, herkesi tehdit eder ama birşey yapamazdı. Bir gece Konya Cezaevinde bulunan Ermeni bir zaptiye tarafından öldürülmüştür, buna rağmen ismini tarih kitaplarına yazdırmayı başarmıştır.

YÖRÜK ALİ EFE;Yörük Ali Efe 1986 yılında Sultanhisar İlçesi'nin Kavaklı Köyü'nde dünyaya gelmiştir, Yunanlılar Ege Bölgesi'ni işgal etmeye başlayınca 1919 yılında ''Çete Örgütü'' kurarak dağa çıkmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında ''Milli Aydın Alayı'' ismi verilen milis kuvvetlerine katılarak Yunanlılarla savaşmış ve onların Aydın'ı terketmesi için büyük mücadele vermiştir, savaştan sonra kızanlarını dağıtarak köyüne çekilmiştir. 1953 yılında Yenipazar'da ölmüştür, Yenipazar'da ki evi bu gün için müze olarak kullanılmaktadır ve ''Yörük Ali Efe Müzesi'' adını taşımaktadır. İlçe'de adını taşıyan bir de ''Yörük Ali Efe Caddesi'' isminde bir cadde bulunmaktadır, Yenipazar-Dalama yolunun adı bu ismi taşımaktadır. Torunları ve yakınları, halen Yenipazar'da yaşamaktadırlar.


YÖRÜK OSMAN;Menderes Ovası'nda epeyce dolaştı, cesur ve iyi bir nişancıydı. Halk arasında korku saldı, bir ara zeybeklikten vaz geçti. Sonra yeniden dağa çıktı, vali Nahitpaşa'nın İzmir'de valilik yaptığı bir zamanda ''Devlet efeleri affetti, bunun şerefine sizi İzmir'e davet ediyoruz. Şerefinize layık, bir yemek ziyafeti verilecektir,'' denilerek İzmir'e davet edildi, verilen yemek ziyafetinden sonra, valilik binası'nda pusuya düşürülerek öldürüldü.

**********************************************************************************************************************************************************************************************************************************************
AYDIN ÇEVRESİNDE YAŞAMIŞ ÜNLÜ EFELERİN İSİMLERİ VE KISA HAYAT HİKAYELERİ

KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

CENNET KARIOĞLU;4.Murat devrinde ve hicri 1034 miladi 1625 yıllarında Aydın Bölgesinde türemiştir, Ödemiş Köylerinden Birgi'de Cennet adında bir kadının oğludur. İşi azıtıp şekavete döktüğü için Dişlek Hüseyin Paşa ve mütesellim Şaban Paşa tarafından takip olundu, bir rivayete göre Tiryanda Çiftliği civarında. Bazı kaynaklara göre Denizli dolaylarında öldürüldü, kendisi öldürüldükten sonra kızanları dağıldı.


KINALIOĞLU;Hicri 1041 miladi 1632 yıllarında görülmüştür, başına topladığı zeybek sayısı gittikçe arttığından muhiti korkutmuştur. Saruhan Mutasarrıfı İbrahim Paşa üzerine gönderilmiş isede başarı sağlayamamıştır, bunun üzerine büsbütün şımarmış ve bir çok yeri soyup soğana çevirmiştir. Kınalı Oğlu'nun 19 Ocak 1642'de öldüğü tahmin edilmektedir.


SİVRİCE BÖLÜK;Hicri 1071 miladi 1661 tarihinde efe olmuştur, şekavete sapmıştır. Manisa ve İlçelerine kadar giderek bir çok köyü kasıp kavurmuştur, Kaplan Mustafa Paşa tedibine memur edilmiştir. Yakalanarak kafası kesilmiş ve başı İstanbul'a gönderilmiştir, öldükten sonra kızanları dağılmıştır.


BABA KERİM;Hicri 1075 miladi 1665 senelerinde dağda görülmüştür, eşkiyalık yapan zeybeklerdendir. Başlangıçta meşhur olmamakla beraber sonradan iyice azıtmış ve ismini duyurmuştur, Sultanhisar'ın Salavatlı Kasabasından 1-2 kişiyi öldürdüğü bilinmektedir. Takibine memur edilen Dünya Ağa Kerim Çetesinide pusuya düşürerek ortadan kaldırmıştır, bunun üzerine Dünya Ağa başka zeybekleklerle birleşmiştir. Baba Kerim zamanında çevreye öylesine büyük korkular salmıştır ki Sultanhisar Kadısı başta olmak üzere bir çok kişi Aydın'a göçmek zorunda kalmıştır, onu bunu soyarak ve haraç alarak epey zengin olmuştur.


KARA MEHMET;1665 yıllarında görülen zeybeklerdendir, Manisa'da ki sicil kayıtlarına göre Köşk, Sultanhisar veya Arpaz'lı olması muhtemeldir. Düze inmesi veya ölümü hakkında kesin bilgiler yoktur..


BÖLÜKBAŞI MURAT;Hicri 1083 miladi 1671 yıllarında Sultanhisar'dan Murat Dağına çıkmıştır, başlangıçta kızanları ile birlikte dirliği bozmamıştır. Sonradan dağda gördükleri atış talimlerinden sonra yolları kesmeye, kervanları soymaya başlamıştır. Ne zaman ve nerede öldüğüne dair bir kayıt yoktur.


YAHYA OĞLU;Yahyaoğlu'da Sultanhisar İlçesi'nden dağa çıkan efelerdendir, hicri 1080 tarihlerinde Kuzu Hacıoğlu, Karatepeli Mehmet gibi zeybekleri yanına kızan almıştır. Soyduğu ganimetleri eşit dağıtmadığından sonradan aralarında anlaşmazlık çıkmış, yanından ayrılarak kendileri başına birer efe teşkilatı kurmuşlardır. 


KURTBALİ OĞLU;Aslen Köşk'lüdür, Yahyaoğlu ile aynı tarihlerde efelik yapmıştır. Hicri 1083 yılında oğlu Ahmet'i ve Arap namıyla maruf başka bir zeybeği yanına kızan almıştır, efelik yaptığı yıllarda Kolçaklı, Kazoğlu, Hamza ve Demircioğlu adındaki zeybekler Kurtbali Oğlu'nun çetesine dahildi. Daha çok parası olupta yemiyen zenginleri soymuş, fakirlere pek dokunmamıştır.


KÜÇÜK KATİP;Hicri 1096'da dağa çıktı, Germencik İlçesi'nin Neşetiye Köyündendi. Aynı köyden Bayraktar İmam ile Münevver Oğlu'nu yanına alarak dağlarda dolaştılar. Musa Ağa adındaki bir devlet takipçisi bunlarla Güme Dağında çetin bir çarpışmada bulununca korkup efelikten vazgeçtiler...


SARI ZEYBEK;İş bulamadığı için yanına üç beş kızan alıp dağa çıkmıştır, efelerle ilgili araştırmalar yapan B.Ziya Şakir'e göre bakır gibi teni olan Sarı Zeybek'in yüzüne bakmaya kimse kıyamazdı. Bayağı yakışıklı idi, karnını doyuracak kadar etrafa zarar vermiştir. Bu gün halkın ''Muhallebi Çocuğu..'' dediği cinstendi, Sarı Zeybek Şarkısı zeybeklere ve Türk Halk Müziğine bu zeybekten kalmıştır. Aşağıda bu şarkının sözlerini okuyalım;
SARI ZEYBEK
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silahları ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
Yazık olsun telli doruk şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
Uzun olur efelerin bıçağı
Beşyüz dirhem Trablus Kuşağı
Yiğit olur şu Aydın'ın Uşağı
Aşar gider her gün bir karlı dağı...


YALVAÇ'LI OSMAN;Isparta'nın Yalvaç İlçesi'nin Kustuk Köyündendi, elinden kanlı bir kaza çıkmış. Bunun üzerine dağa çıkarak efelik yapmaya başlamıştır, karnını doyurmak için her adım attığı yerde o bölgeyi soyan diğer efelerle çatıştı. Buralarda barınamayınca yakalandı, Konya Cezaevine kapatıldı. Biraz çılgınca idi, herkesi tehdit eder ama birşey yapamazdı. Bir gece Konya Cezaevinde bulunan Ermeni bir zaptiye tarafından öldürülmüştür, buna rağmen ismini tarih kitaplarına yazdırmayı başarmıştır.


BEŞ KARDEŞLER;Kurtbalioğlu'nun dağa çıktığı tarihlerde dağa çıkan efelerdendi, Nazilli'nin Kestel Köyündendir. Köydeki aile adlarına Köleoğulları denirdi, herkese kölelik yaparlardı. Beş Kardeşler efeliğe başladıktan sonra Sultanhisar, Tire ve Ödemiş taraflarında dolaşmışlar, etrafa saldıkları korku nedeni ile çevreyi soyup soğana çevirmişlerdir.


VELİ BEYOĞLU;Hicri 1101'de Aydın Dağlarında görülmüştür, nereli olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Topal Yusuf isimli bir efe Veli Beyoğlu'nun önemli kızanlarından birisi idi, aşiretlerden bir çok kişiyi yanına kızan olarak almıştır. Başlangıçta zayıf olan çetesini güçlendirdikten sonra işi epeyce azıtmıştır, şekavetlerinin sicillere eksiksiz yazılması için emir bile çıkmıştır.


KOCA MEHMET;Hicri 1102-1105 tarihlerinde başına topladığı kızanlarla efeliğe başladı, Turgutlu Voyvodası Altıparmak Oğlu tarafından ortadan kaldırıldı..


İNCE ALİ OĞLU;Hicri 1102'den sonra Nazilli dolaylarında Kestel Köyünde türedi, o sırada Bozdoğan taraflarında efelik yapan Osmanoğlu'nun zeybekleri dağılmış olduğundan bunun kızanı olmuştur. Osmanoğlu'nun katılımı ile ünü iyice etrafa yayıldı, zeybekleri çok arttı. Eyyüp Oğlu gibi zamanın meşhur eferi bile İnce Ali Oğlu'nun yanında yer aldılar..


SOLAK OĞLU;Aslen Sultanhisar civarında idiler, Güzelhisarlı Abaza ve Köşklü Veli Çetelerini yardımcı olarak kullandılar. Silahdar Tarihi bunların efelik yaptığı yıllarda 80 kadar başın kesildiğini ve hicri 1109 yılına kadar düzenliğin iade edilmediğini yazar..


YİRİK EBUBEKİR;


MUSTAFA ZEYBEK;Hicri 1150 tarihlerinde hükümet ile anlaşamıyarak dağa çıkan Mustafa Zeybek Aydın Köyleri eşrafındandı, kendisi Kara Osman lakabı ile anılmıştır. Hükümetten hoşnut olmayan bazı zeybekleri başına topladı, etrafa fazla zarar vermeden dağlarda dolaştı. 


SARI BEYOĞLU;Hicri 1151 yılında görüldü, muhitteki baskısı ve talanı hükümeti endişeye düşürdü. Şam Valisi Kazıkçı Hüseyin Paşa takibine memur edildi, uzun zaman yüze inmesi ve öldürülmesi için uğraşıldıysada muvaffak olunamadı. Sonunda yine bir yolunu bulup Kazıkçı Hüseyin Paşa tarafından öldürüldü..
SİNAN OĞLU;Nazilli'nin Yağdere Köyünde zuhur etti, hicri 1246-50 yıllarında başına topladığı zeybeklerle dağa çıktı. Tabanlı Çeşme'de bir çatışma sırasında öldürüldü.


SAĞINCALI VELİ;Aydın civarında dolaşan aşiretlerden birisine mensuptu, Bergama Civarına yerleştikten sonra bir zenginin kahyası oldu. Ağanın malını kendisinden daha çok yediği için arası açıldı, siciline bu ihanet olarak işlendi. Kahyalıktan men edilince efeliğe başladı, sonradan beyin nikahlı karısını istedi. Ağa, Veli'nin şerrinden kurtulmak için İzmir'e kaçtı. Veli, İzmir'de hükümet makamlarına haber göndererek eski ağası Abdülfettah'ın Bergama'ya karısı ile birlikte gönderilmesini istedi. Dediği olmayınca Karaburun Voyvodası'nında yardımıyla 3500 kişi toplayıp İzmir üzerine yürüdü, Abdülfettah Ağa bunun üzerine karısı ile birlikte Kütahya'ya kaçtı. Kadı da hareminin Veli'ye nikah edilmesine hüküm verdi, Abdi Paşa böyle bir zeybeğin ve zorbanın takibi için emir aldı. Fakat Veli, aldığı kadının başını kendi eli ile kopardı. Sonra yakalandı, öldürüldü.



BERBER OĞLU;



**********************************************************************************************************************************************************************************